Haz İlkesinin Ötesinde

Haz İlkesinin Ötesinde

PSİKANALİZ YAZILARI - 41
 
Haz İlkesinin Ötesinde
 
 
Önsöz
 
Psikanalitik kuramın seyrinde Freud'un her bir metninin kendine özgül bir yeri olsa da, kuram içinde bir dönemeç ve kurucu metin olmaları noktasında Düşlerin Yorumu ve Cinsellik Üzerine Üç Deneme yanında Haz İlkesinin Ötesinde de özel bir yer tutar. Hatta, Haz İlkesinin Ötesinde’de ortaya konulan kuramsal açılım, psikanalitik kuramın geriye doğru da bir yeniden okunması ve değerlendirilmesi gerekliliğini çağırır.
 
Bahsedilen ilk iki eser her ne kadar psikanaliz dışından yoğun eleştirilere konu olsalar da, psikanaliz çevresi içinde -çeşitli kısımlarına yönelik farklı tartışmalar ve yorumlara rağmen- genel bir kabul görürler, görece makul karşılanırlar. Buna karşılık, Haz İlkesinin Ötesinde, psikanalistler arasında başka hiçbir Freud eserinin neden olmadığı ve yüzyıl sonra halen süren keskin bir yarılma ve kamplaşma yaratmıştır; bölünmenin tarafları, her ne kadar bu eseri Freud dehasının geç dönem yükselen bir sesi olarak hayranlıkla ansalar da, buradaki tezleri kuramsal bir sıçrama olarak görenler ile fazlasıyla spekülatif kuramsal bir gerileme olarak değerlendirenler ayrı saflara savrulurlar. Üstelik bu saflaşma, farklı önceliklere vurgu yaparak birbirinden ayrışan farklı psikanaliz okulları ve çevrelerinin her birinin kendi içinde bile oluşur; aynı okulun kimi önemli temsilcileri bu eserin en önemli argümanları hakkında karşıt konumlara yerleşirken, karşıtlaşıp ayrıştıkları rakip çevrenin önde gelen üyeleri ile (düşman kardeşler gibi) yan yana düşer.
 
Haz ilkesinin (anlamlı) bir ötesi var mıdır? 
Ölüm dürtüsü psikanalitik kuramın tamlayıcı bir halkası mı yoksa biyolojik bir indirgeme, spekülatif bir tarihötesi söylem midir? 
"Tüm yaşamın hedefi ölüm" müdür; ölümümüzden kaçmak için mi öldürmek zorunludur? 
Yineleme zorlantısı diğer yineleme görüngülerini aşan bir dinamik özgüllüğe sahip midir? 
Hepimizin içinde sevgilimiz Clorinda'yı kılıçlayıp öldüren şeytani bir güç, kötü bir kader bizi takip etmekte midir?...
 
Haz İlkesinin Ötesinde psikanalistler için uyarıcı, cezbedici, vadedicidir. Fakat sarsıcıdır da!
 
"Ezop'un fabllarından birinde, fırtınanın sahile fırlattığı gemi kazazedesi bitkinliğin ilk uykusundan uyanınca denizi yeniden sakin bulur. O zaman öfkeye kapılıp mahvedicisine söver: Deniz güzel yüzüyle insanı cezbetmektedir, ki peşinden giderse onu mahvedebilsin. Bir kadının, Thalassa'nın suretine bürünen deniz, öfkeli adama karşılık verir: Beni değil, rüzgarları azarla, çünkü benim mizacım toprağınkinden farklı olmadığı halde, benim üzerime çullanıyor ve beni kabartıp dev dalgalar yaratıyorlar."
 
Haz İlkesinin Ötesinde psikanaliz denizini kabartır, ona tutulmamak, karşısında savrulmamak, onunla muhasebeye girmemek olmaz; bu metin ortaya koyduğu kavramlar, doğurduğu sorular, yarattığı tartışmalarla yüzyıl boyunca psikanalizi ve psikanatik topluluğu yarıp geçer.
 
Haz İlkesinin Ötesinde ile Freud, ölüm ve yaşam dürtüleri çerçevesinde biçimlenen yeni dürtü kuramını, öncesinde başvurulan nevrotik yineleme tasarımı yanında yineleme zorlantısı kavramsallaştırmasını, travma meselesinin yeniden sorunsallaştırılmasını, ruhsallığın işleyişine dair kuramsallaştırmasında başından itibaren merkezi bir yeri olan haz (ve bir anlamda onun türevi olan gerçeklik) ilkesinin ötesinde bir işleyiş ilkesinin varlığı olasılığını gündeme getirir. Bu yeni sorular, kavramlar ve tasarımlar çerçevesinde düşler ve zihinsel işleyiş kuramı, dürtü modeli, düşünme ve çeşitli kapasitelerin gelişimine dair tasarımlar, saldırganlık ve yıkıcılık sorunsalı, çeşitli klinik görüngülerin yorumlanması gibi farklı bağlamlarda kapsamlı yeni düzenlemeler gerçekleşir. 
 
Haz İlkesinin Ötesinde, psikanalitik kuramın ve kliniğin bir yandan kendinden sonraki gelişimini (örneğin yapısal modelin içeriğini, yeni kaygı kuramını, olumsuz terapötik tepkiye yaklaşımı) belirlerken, diğer yandan da tüm kuramı bir sonradan etki gibi tümden yeniden okumaya çağırır. Bu okuma halen de sürmektedir.
 
Ezop fablını yeniden hatırlayalım; toprağın doğasında olan en güvenilir niteliği sahiplenen denizin, rüzgarları kazazede tarafından aynı şekilde paylanmak üzere müşkülde bıraktığını belirten H. Blumenberg, öykünün o şekilde bitişinin eksik kaldığını ve rüzgarlara da söylenecek bir son söz vermek gerektiğini belirtir: "Şöyle bir şey derdi rüzgarlar: Deniz kara gibi değil. Biz karaya hücum ettiğimizde, o yerinden bile kıpırdamıyor. Bunun için bir zelzeleye ihtiyaç var. Eğer deniz bize itiat etmeseydi, ne dev dalgalar olurdu, ne de gemi kazaları."
 
Psikanalitik kuramı ve psikanalistleri yüzyıl boyunca savuran Haz İlkesinin Ötesinde'ye yüzyıl sonra bir kez daha söz verelim. 
 
Haz İlkesinin Ötesinde’nin aynasında toprakdenizrüzgar bize ne söyler, bir kez daha düşünelim.
 
İlker Özyıldırım
 
 

İçindekiler

 

sunuş 

BEHİCE BORAN

 

önsöz

İLKER ÖZYILDIRIM

 

haz ilkesinin ötesi ve ruhsal bir işleyiş biçimi olarak yinelemeler

RAŞİT TÜKEL

 

freud’un “haz ilkesinin ötesinde”sinde plastikiyet ve elastikiyet

CATHERINE MALABOU / Çev. A. Lale ORHON BAYKAL

 

insan freud ve haz ilkesinin ötesinde

TALAT PARMAN

 

freud’un ileri dönem kuramlarında dürtü ve birincil narsisizm: “haz ilkesinin ötesinde”nin yorumu ve yeniden formülasyonu

DANIEL E. GREENBERG / Çev. Aylin Deniz ÜLKÜMEN

 

bir haz ilkesi olarak tarihsel ölüm dürtüsü üzerine

İSHAK SAYĞILI

 

birincil kaygı olarak ‘ölüm korkusu’ üzerine: nasıl ve neden klein freud’dan ayrılıyor

RACHEL B. BLASS / Çev. Deniz COŞAN

 

“morel’in buluşu”nda yineleme zorlantısı ve ölüm dürtüsü

İLKŞEN UMMAN

 

anoreksiya nervoza: haz ilkesinin neresinde?

HALİDE ERTEN ŞAHAN

 

dosya ötesi / other topics

 

iki çocuk yalanı (1913)

SIGMUND FREUD / Çev. Barışhan ERDOĞAN

 

bedenin içine alma: haz, saldırganlık ve nesne içeriye alınırken

ALİ ALGIN KÖŞKDERE