Psikanaliz ve Etik

Psikanaliz ve Etik

Önsöz

Geçtiğimiz günlerde,  yüksek tirajlı bir günlük gazete “okurlarının gündelik hayatta karşılaştığı etik sorunlara cevap aramak” amacıyla “Etik servisi”ni okurlarının hizmetine sunduğunu müjdeliyordu. Gazetenin daha sonraki sayılarında izleyebildiğim kadarıyla “okurların gündelik hayatta karşılaştığı etik soru(n)lar”ın başlıcaları şunlardı:

-Eski sevgili ile görüşmek etik midir ?

-Gazeteleri internette bedava okumak etik midir ?

-Kıskançlığın ne kadarı etikdir ?

-Ölen kişiye verilmiş sözü tutmamak etik midir ?

-Kitabı ders için fotokopiyle çoğaltmak etik midir ? 

Sorular bu şekilde sıralanırken, servisten sorumlu gazeteci de her soruyu değişik açılardan ele alıp tartışarak doğru yolu bulmaya çalışmakta ve okurlara etik konusunda yeni ufuklar açmaktadır. Örneğin bu şekilde, “kuyruktaki müşterinin yerini yeni gelene vermesi etik midir?” sorusuna verilen cevap sayesinde okur  “kuyruk etiği” (queue ethics) diye bir etiğin varlığından haberdar olmaktadır. Kavramların bu şekilde kendi bağlamlarından koparılarak başka coğrafyalara taşınmaları kapsama alanlarının genişlemesine, ama genişlediği oranda da anlamlarının seyrelerek belirsizleşmesine ve bir yerden sonra kaybolmasına ya da tam tersi anlamlar yüklenmesiyle sonuçlanmaktadır. Etik teriminin böyle bir işleme maruz kalması ise son derece anlamlıdır; gündelik yaşamın sıradan doğru ve yanlışlarının etik olarak nitelenmesi kavramın özgün boyutunu ortadan kaldırmaktadır. Etiğin yer aldığı bağlamlara göz atıldığında, bunların bireyin kişisel alanından çok disiplinlerin alanıyla ilgili olduğu görülür: tıp etiği, bilimsel araştırma etiği, biyoetik, vb. Bu anlamda bireyin kişisel değerlerinden öte, neredeyse “kurumsal” bir değer sistemi söz konusudur. O halde iki birey arasındaki eşitsiz ilişki aracılığıyla tedavi yöntemi olarak da tanımlayabileceğimiz  bir disiplin olan psikanalizin diğer disiplinler gibi “kurumsal” bir etiğe ihtiyacı var mıdır?

 Günümüz psikanaliz pratiğinde tabu niteliği kazanmış  kimi davranış ve uygulamalar, psikanalizin başlangıç yıllarında sıradan olaylar olarak değerlendiriliyordu. Analistlerin kendi çocuklarını analizi almaları, analist analizan arasında dostluk ilişkileri sıkça rastlanılan durumlardı. Jung’un Sabina Spielrein ile ilişkisi, Ferenczi’nin hastası Gizelle Palos ve (önce analize Freud’e gönderdiği, daha sonra bizzat analize aldığı ) kızı Elma Palos ile ilişkileri, Otto Rank’ın analize aldığı Anais Nin ile ilişkisi o gün için “umuru adiye”den sayılmaktaydı. Günümüzde analist/analizan ilişkisinin sınırlarını son derece net şekilde belirleyen ve bu tür eyleme geçmelere izin vermeyen  psikanalitik çerçevenin varlığına rağmen hala cevap bulunması için tartışmaya ihtiyaç gösteren ve kimi uygulamalardan kaynaklanan sorular  mevcuttur.Özellikle psikanalizin henüz kurulma aşamasında olduğu ve eğitici sayısının kısıtlı olduğu koşullarda analist ve analist adayı analizan ilişkisi farklı bir sorunsal yaratmakta ve kimi zaman yanıtları çerçeve içinde bulunmayabilen sorulara yol açmaktadır:

-Analiz sona erdikten sonra analist/analizan çifti, süpervizör/süpervize çiftine dönüşebilir mi?

-Aynı şekilde analiz sona erdikten sonra analist/analizan çifti, formasyon çerçevesinde eğiten/eğitilen ilişkisine girebilir mi? 

-Psikanalist psikanalitik bilgi ve deneyimini herhangi bir siyasi iktidarın  hizmetine sokar mı?

-Psikanaliz etkinlikleri ilaç sanayinden maddi destek alabilir mi?

Bu arada artık sorulmasına gerek olmayan ancak yine de akla düşen sorular da var:

-Analist ile analizan arasında “gerçek” bir aşk olabilir mi ?

-Psikanalitik çerçeve analist ile analizan arasındaki “aktarım kazaları”nı önlemede yeterli olmakta mıdır ?

-Analistleri aktarım kazalarına karşı dayanıksız kılan özel durumlar var mıdır, varsa bunlarla başa çıkmak için neler yapılabilir?

Bu soruların tamamını değilse de, en azından bir bölümünü ele almak ve üzerlerinde düşünüp tartışmak üzere Psikanaliz Yazıları’nın dosyası etik  konusuna ayrıldı.

M.Levent Kayaalp                                                                               

 

içindekiler

  • sunuş - Talat Parman
  • önsöz - M.Levent Kayaalp
  • freud ve ferenczi arasında… psikanalistin etiği üzerine bir tartışma - Talat Parman
  • psikanalizde etik ya da psikanalistin benlik ideali - Vehbi Keser
  • psikanalistin etiği - Paul Denis / çeviren: Burçin Alsancak Sönmez - M. Levent Kayaalp
  • psikanalizde sınır ihlallerinin erken tarihi - Glen o. Gabbard / çeviren: Pınar Padar
  • “ikbal peşinde koşma!” psikanaliz, etik ve üstbenlik - Özgür Öğütcen
  • entelektüel bir arzu olarak divansız psikanaliz - Pınar Padar

dosya ötesi

  • ergenlik, tüm halleriyle narsisizm - Michel Vincent / çeviren: Perge Akgün
  • depresyon ve nostalji - Paul Denis / çeviren: Zeren Okçuoğlu - Talat Parman

ingilizce özetler

etkinlik duyuruları